30 Oca

KENDİME DERSLER (3) BOK BÖCEĞİ

          Canınız sıkılır, bir şeyler yapmak ve oyalanmak istersiniz. Sanatla uğraşıyorsanız işiniz zor.
Ressamsınız. Boya ve paletinizi kolayca her yere taşırsınız. Koltuğunuzun altında şövale ve oturacak bir tabura gerek size. Bir de manzara.
Uğraşınız müzik mi? Enstrümanınız taşınır mı? Hayır mı? Piyano mu dediniz? Hem de kuyruklu öyle mi? Pedalları bozuk, içteki yeşil çuha fındık fareleri tarafından kemirilmiş bir piyano! Önce onarım için başlayın çalışmaya!
Yoksa siz de yazar mısınız? Ne o? Herkes yazar mı diyorsunuz? Canım ben o anlamda sormadım. Ne tür yazılarınız var? Öykü, roman, şiir?
Anladım!Susmakta haklısınız.
Biliyor musunuz sevgili okurlar, mektup yazmak öyle kolay bir iş değil. Hangi aracı kullanırsanız kullanın, mektup edebiyatın anasıdır. Araç derken; ateşle de, kalemle de yazsanız haberleşme eski çağlardan beri üretkenliğinden hiçbir şey kaybetmediği için mektup anadır.
Roman mı? Edebiyatın vazgeçilmezi, direğidir. Baba gibidir. Okurken başınızı kitaba yasladığınız bir baba.
Öyküler!
Romanın has kadını!
Şiirler de bunların ele avuca sığmayan,şekilden şekile giren haşarı çocuğu. Şiir okudukça büyülenirsiniz. Gerçekle hayal arasındaki var oluşunuzdur. Yalnız size uyarım; şiire karşı hep dikkatli olun! Kalpleri kelebek uçuşuna geçirir, kabuklaşmış yaraları kanatır. Dedim ya? Çok haylaz ve asidir.

          Ne diyordum ben?
Canınız sıkıldıysa,sıradan bir ev kadınıysanız kendinizi ev işlerine adayın. Parmaklarınız,elleriniz buruşuncaya kadar yerleri temizleyin, camları silin. Hafiflersiniz.Olmadı mı? Mutfağa girin. Harikalar yaratın. ev kadınlığı da sanattır çünkü.
Kentte değil de köyde yaşıyorsanız ne mutlu size. Dertsiz, tasasız bir yaşam. Çıplak ayakla basın toprağa. Özlem giderin, alışın sonra varacağınız sonsuz uykuya varacağınız toprağı tanıyın! Ruhunuz göç görsün! Teneke saksılara cam güzeli dikin. Bahçeniz güzelleşsin. Sakız sardunyaları pencerenizden sarkıtın. Kırmızı olsun hepsi. Evin duvarlarını hanımeli sarsın, yaşlı çınarın gövdesine akşamsefası yakışır. Akşam zamanıdır şimdi.
Bahçenize, tarlanıza mevsim sebzeleri ekin. Bir çardak kurun, hamaklı olsun. Dinlenmeye, geçmişi düşünmeye ihtiyacınız olacak. Tarlanın etrafını meyve ağaçlarıyla donatın. Ağaç aralığını unutmayın. Kökler karışır birbirine.
Yanınızda evcil dostlarınız olmalı.

          Sevgili arkadaşlar!
Aslında bu mektuba başlarken size başka şeyler anlatacaktım. Yeni bir kitabın ilk cümlesini kurar gibi hissettim kendimi. Can sıkıntısından başladım, hayal kurmaya getirdim konuyu.
Anladınız değil mi?
Hani beni çok sağlam, dik duran biri olarak görüyorsunuz ya? Vallahi de yalan! Yıllardır çökmüşlüğüm, tükenmişliğim var benim. Kayığımın küreklerini çekerken yoruldum ben. Yalnızdım hep okyanusun ortasında.
En hırçın çizilmiş tabloların baş yapıtı oldum sergilerde. Seyredeni çok, alıcısı yoktu. Ölüler konuşmaz ki…
Olmayanın peşinden koştum, olacağı erteledim. Hayatımı erteledim. Kendime kötülük ettim. Siz yapmayın! Hayır demesini bilin!
Size dost gibi görünen hayatınızın asalaklarını bir çırpıda atın! Sizi hak etmeyenlere sırtınızı dönün. Onlar sizin fedakarlığınızı,kıymetinizi bilse ne olur, bilmese ne olur. Aldırmayın!
Zamanınızı, duygularınızı kimsenin sömürmesine izin vermeyin. Hayata bir defa geldiniz. Siz de onlar gibi biriciksiniz.
Sevgisiz insanlardan, özellikle de sevgisini söylemeyen kişilerden uzak durun. Bırakın onlar doğru bildiği yanlışlarla yaşasın.
İnsanlara karşı sınırlarınızı koruyun. Üç günlük hayatı, beş güne çıkaramazsınız. O üç günlük hayatın tadını çıkartın. Elbette izin verirlerse.
Kendisini sevmenize izin verene teşekkür edin. Sevebilmek çok güzel.
Yalnız başınıza savaşmayı öğrenin. Zor durumlarda yanınızda birisini de arasanız bulamazsınız ki. İyi gününüzde yanınızda olanlardan uzaklaşın. Kötü günde yanınızda olanlara da fazla güvenmeyin!
Geçmişi unutmaya çalışın. Yoksa gelecek sizde yer bulamaz.
Sizi kırmalarına asla izin vermeyin. Bunlar en yakınınız bile olsa.
Yalnız yürüyün. Yalnızlığınız en doğru yoldaştır.
Kötü bile olsa gerçekleri söylemekten korkmayın.
Biri size bir adım geliyorsa, bırakın gelsin. Çünkü siz zamanında ona yirmi adım gitmişsinizdir.

          Haydi Bu günlük bu kadar yeter dostlar.
Sakın unutmayın!
Ben bir BOK BÖCEĞİYİM ve kendimle gurur duyuyorum…

Tülin Dursun Boncuk Hanım’la retorikler 30.01.2019

Yorum Yap

© 2024 Bu Bir Tülin Dursun Delice Paylaşım Sitesidir! | Yazılar (RSS) and Yorumlar (RSS)