30 Nis
(Sayın Efkan Ötgün’e saygılarım ve teşekkürlerimle)
ben seni hiç sevmedim ki
ben senin sevgiye olan açlığını
yalnız zamanlarındaki çaresizliğini
senin bile farkında olmadan
geceler boyu içip içip
düşünmemek için uyumanı sevdim
kirpiğindeki nemi göstermemek için başını eğmeni
gerçek dışı bir kadın olma bilincinde olmanı sevdim
ben senin bahar temizliği yaparcasına
kırıntı aşklardan kurtulup
yüreğinde bana yer açmanı sevdim
çok seviyor olmanı
mahcup bir edayla söylemeni
firari düşlerden
hatta
kendinden bile kaçarak bana sığınmanı
ve bunu örtebileceğini sanmanı sevdim
onanmaz hatalarının
pişmanlıklarının
kızgınlıklarının dışavurumunu sevdim
bir çok hayranın olduğunu
ve
hiç birinin benim boşluğumu
dolduramayacağını sanmanı sevdim
biz ki bir yola girdik rotası belirsiz
hangi dalga savurur
hangi kayalık önümüze çıkar
hangi volkan hangi lav içimize akar demeden
bu gemi nereye gider diye düşünmeden fora demeni
ve
hayatı akışına bırakmanı sevdim
uyuduğunda savunmasız çocuk yüzünü
uyandığında Polyanna gibi maskeler takmanı
aslında senin
sen olarak yakalanma korkularını sevdim
öyle ki
parmağım kanadığında yüreğinin kanamasını
ve
benim sıcacık canlı canlı bir yüreğe dokunmak isteyen
bir el olabilme ihtimalini sevdim
sarhoşken masallarda bıraktığın aşk hikayelerini
kavuşmak isteyip de kavuşamadığın
bana olan o masum kini, nefreti
ve
her şeye rağmen vakur duruşundaki masumiyeti sevdim
deli kadın anla işte
ben seni hiç sevmedim ki
ben senin ben olma halini sevdim
Efkan ÖTGÜN